Ad, Soyad: Myra Eléna Fox
Örnek Rp (şifacı olduğunuzu varsayarak):
Bugün Myra'nın işinin ilk günüydü. Şifacı... Hogwarts'a başladığı günden beri elde etmek istediği, hayal ettiği meslekti bu. Amacına ulaştığı için mutluydu galiba. Ama bir yandan da heyecan vardı. İçinde dalga dalga yükselen, başka her duyguyu bastıran heyecan. Neden bu kadar büyüttüğünü bilmiyordu. Aslında biliyordu da, düşünmek istemiyordu. Ama her zaman olduğu gibi anılar onu bir dakika yalnız bırakmayacaktı. Sadece iki yıl önce, şifacılık lisansını aldığından hemen sonra olmuştu her şey. En iyi arkadaşı bir düelloda ağır bir biçimde yaralanmıştı, ve Myra... Yaptığı hiçbir şey, onun kollarının arasında ölmesine engel olamamıştı. Myra iç geçirdi ve gözlerinde biriken yaşları silmeye çalıştı beceriksizce.
Onun yanında duran Emily rahatlatmak istercesine, 'Myra yapma lütfen, ilk iş günümüz bu, hiç değilse benim hatrıma biraz gülümsemeye çalış,' dedi. Nathan öldüğünde Emily de yanındaydı, ona yardımcı olmaya çalışmıştı, ama hiçbir şey, hiçbir şey işe yaramamıştı. Son gözyaşlarına da gözlerini kapatarak engel olmaya çalışan Myra, 'Tamam Emily, ben iyiyim, kusura bakma.' dedi çatlamış bir ses tonuyla. Gerçekten de, bir süreliğine bile olsa bunları beyninden çıkarmalıydı. Emily'e bakarak hafifçe gülümsedi. O da kızın omzunu sıktı ve 'İşte benim arkadaşım,' dedi gururla. 'Hadi gel son düzenlemeleri yapalım.'
Son olarak yatakların örtülerini düzelttiler ve komodinlerde duran vazoların içine özenle çiçek yerleştirdiler. Buranın gerçek bir hastane odası gibi kasvetli ve sıradan değil de, özene bezene hazırlanmış bir oda olmasını istiyorlardı. Perdeler canlı renklerdeydi, yatakların yanına ziyaretçilerin oturması için konulan koltuklar da perdelerle uyum içindeydi. Myra hastane kanadının bu yeni görüntüsünden dolayı kendisiyle ve arkadaşıyla gurur duyuyordu. Etrafı toparlamayı yeni bitirmişlerdi ki kapılar açıldı ve küçük bir kız, kolunu tutarak içeri girdi.
'Özür dilerim, ben süpürgemle uçarken bir kaza geçirdim ve... kolum çok acıyor,' dedi yüzünü buruşturarak. Myra iç geçirdi, küçük öğrenciler hiçbir zaman kuralları dikkate almaz, başlarına böyle işler gelirdi. Emily, 'Onu sana bırakıyorum,' diye mırıldandıktan sonra birlikte paylaştıkları odaya doğru kayboldu. Myra gülümseyerek kızın yanına gitti ve 'Merhaba canım. Gel şöyle otur da koluna bakayım bir. Adın nedir ve kaça gidiyorsun?' dedi. 'Adım Jessica. Birinci sınıf öğrencisiyim.' diye cevap verdi kız, Myra'nın tahminini doğrulayarak. Kızı bir yatağa oturttu ve o da yanına oturdu. Canını daha da fazla acıtmamaya çok özen göstererek kolunu muayene etmeye başladı. Anlaşılan kırılmamıştı, çünkü kız yüzünü biraz buruşturmaktan fazla bir tepki vermemişti o kolunu incelerken.
'Pekala. Sana iyi haberlerim var Jessica.' dedi Myra muayenesini bitirdikten sonra. 'Kolunda ciddi bir şey yok. Çatlatmışsın sadece.' Asasını çıkardı ve asanın bir hareketiyle ucundan bandajlar çıkararak Jessica'nın kolunu, dirseğine kadar sarmaya başladı. 'Tabii ki koluna fazla yüklenmemen gerekiyor, yoksa daha kötü sonuçları olabilir. Ayrıca,' dedi kaşlarını hafifçe çatarak, 'daha yaşın küçük, bu yüzden bir dahaki sefere lütfen süpürgenle serüven arayacaksan en azından bir arkadaşınla birlikte ol. Tabii en iyisi bu fırsatları sadece uçuş derslerinde değerlendirmek.' Vay canına, istediğinde gayet sert bir ses tonuyla konuşabiliyordu. Belki de biraz daha rahatlaması çok daha iyi olacaktı. Ama küçük kız azar yemekten pek rahatsız olmuş görünmüyordu. 'Her neyse. Teşekkür ederim.' Onun bu küstah tavrı biraz canını sıksa da bir şey demedi Myra. Aynı şey tekrar başına geldiği zaman görüşeceklerdi nasıl olsa. Kalktı ve odalarına doğru yürüdü.